Sümela Manastırı'nda Şubat 2016'da restorasyon, çevre düzenlemesi, kayalıkların jeolojik ve jeoteknik bakımdan araştırılması ve güçlendirilmesi çalışması başlatıldı. Kaya düşme riskine karşı kapatılan manastırda endüstriyel dağcılar, taş düşmelerine karşı yamaçları çelik ağlarla örüp güçlendirdi.
Restorasyon ekibi de iç alanlarda çalışma yaptı. Çelik ağların yamaca serildiği ‘bohçalama’ sistemiyle korunan manastır, tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımı ile ziyarete açıldı. Manastırdaki restorasyon sırasında saklı mekanlar da gün yüzüne çıkarıldı. Ana Kaya Kilisesi’nin sağında yer alan 10 şapel, çan kulesi, misafirhane, keşiş ve öğrenci odaları, mahzen ve benzeri yapılar manastır tarihinde ilk kez ziyarete açıldı.
Demirören Haber Ajansı'nda (DHA) yer alan habere göre restorasyon sırasında inşaat atıklarının dereye döküldüğü ortaya çıktı.
Manastıra yaklaşık 400 metre mesafede Altındere Vadisi Milli Parkı içerisine dökülen inşaat, plastik ve kiremit atıkları nedeniyle kirlilik oluştu.
Dere kıyısına dökülen atıkların bir bölümünün suya karıştığı iddia edildi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü inceleme başlatırken, sosyal medyada manastır yakınına dökülen atıklar tepki çekti. Tepkiler üzerine dere kıyısındaki hafriyat atıkları kaldırıldı.
Doç. Dr. Erüz: İnanılır gibi değil
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Erüz, manastır yakınında yaklaşık 100 metre kadar bir alan içerisinde ciddi miktarda inşaat molozu ve hafriyat malzemesi döküldüğünü belirterek, "Kızılağaçların neredeyse 5 metre yarı beline kadar dolu bir hafriyattan bahsediyoruz. Hafriyatın içerisinde ve üzerinde ciddi miktarda inşaat molozu, her türlü plastik, kiremit, sac gibi atıkla dolu olduğunu bizatihi gözlerimle gördüm ve hayret ettim. Bu olmaması gereken bir durum, çünkü burası bir Milli Park, doğal sit alanı ve mutlak korunması gereken, hiçbir şekilde inşaat molozu ya da hafriyat dökme yapılabilecek bir yer değil. Burası hafriyat döküm alanı olamaz. Çöp döküm alanı asla olamaz ama dökülmüş. O yamaçlarda pislik oluştu. Böyle bir şeyin olması inanılır gibi değil" diye konuştu.
'Adli ve idari soruşturma uygulanmalı'
Doç. Dr. Erüz, sorumluların bulunarak haklarında işlem yapılması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
- "Bilinerek yapılıyorsa hukuki olarak suç işlenmiş. Bilgi dışında yapılan bir eylemse o zaman ilgili kurumlar bunun hakkında acil olarak gerekli soruşturmayı yapıp, izinsiz bu işlemi yapanlar ve yaptıranlar hakkında gerekli adli ve idari soruşturma ve cezai işlemi mutlaka uygulaması gerekiyor. Aksi durumda yakında elimizde ne doğal bir alan, ne koruma alanı, ne Milli Park, ne kültürel bir SİT’ten bahsedemeyiz. Çünkü bunları koruyoruz derken, bulunduğu peyzajı, coğrafyayı ve vadiyi kirleterek herhangi bir eseri koruyamayız ve o alanı da gerçek anlamda turizme kazandıramayız."