Edirne’nin eski yerleşim yerlerinden Kaleiçi'ndeki Dilaverbey Mahallesi'nde, haznesinin büyük kısmı yıkılan 112 yıllık tarihi Meşalecibaşı Çeşmesi, binalar arasında kalan ön cephesiyle zamana direniyor.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, çeşmenin 1909 yılında yapıldığını belirterek, "Genellikle bu tip bir tarihi mirasın korunması gerekirken, çok enteresan bir düzenleme yapılmış" dedi.
Manyas Karakol Sokak'taki, 1909 yılında yaptırıldığı bilinen Meşalecibaşı Çeşmesi'nden bugüne sadece ön cephesi kaldı. Yaptıranın bilinmediği, mülkiyeti Edirne Belediyesi'ne ait çeşmenin üzerine inşa edilen apartmanlar ise plansız yapılaşmaya örnek oluşturuyor. 112 yıllık çeşmenin restorasyon yapılmaması halinde, zaman içerisinde yok olacağı belirtildi.
Çeşmeden geriye ayna taşı ve cephesi kaldığını söyleyen Prof. Dr. Beksaç, "Çok yakın tarihe kadar çeşmelerle ilgili fazla çalışma yapılmadı. Bu da Edirne'nin sahipsizliğinin güzel örneklerinden birisi aslında" dedi.
‘Aslında bir katliam’
Beksaç sözlerine, "Bu çok erken bir dönem yapı olayı ve aslında bir katliam. Arkadaki su haznesi ve diğer bölümleri yok olmuş durumda. Böyle garip bir izin verilerek bina yapılmış. Esasında bunun korunması ve planın daha farklı olması gerekirdi ama bu yapının yapıldığı süreç için Edirne'de çok sık rastladığımız bir süreç var. İnşallah bundan sonraki süreçte böyle şeylerle karşılaşmayız ama bu Edirne tarihinde karşımıza çıkan korumanın en büyük katliamlarından birisi" diye devam etti.
Yüksekliği 2.15 metre, genişliği 2.65 metre olan çeşme, iki yanına yapılan apartmanların arasında sıkışmış durumda. Çeşmenin tacında iki adet tepelik palmete benzer şekilde dilimli yapraklardan oluşan tac dikkat çekerken, kitabesinin iki yanında birer gülbezek, üstünde ise ayyıldız motifi yer alıyor.
Çeşmenin önünde ufak ölçekli su yalağı da bulunuyor. Edirne'nin çeşmelerine göre farklı cephe yapısıyla da dikkat çeken Meşalecibaşı Çeşmesi, Manyas Karakol Sokak'a bakan tek cephesiyle adeta yok olmayı bekliyor.