'ATATÜRK' Olmak

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kendinden sonra gelecek nesillere sonsuza kadar muhafaza ve müdafaa edecekleri bir cumhuriyet bırakmıştır.

Furkan Ertuğrul
Furkan Ertuğrul
08 Temmuz 2021 Perşembe 16:31

Cumhuriyet'in ilanı, dünyada egemen olmaya başlayan yeni bir anlayışın (demokratik yönetim) yerleşmesinin kaçınılmaz sonucu olurken aynı zamanda Millî Mücadele'nin askerî ve siyasi alanlardaki zaferidir.

20'nci yüzyılda bir milletin kaderinin kişi veya kişilere bağlı olması anlayışı, çağdaş devlet ve demokrasi açısından anlamını yitirmişti.

İlahî kaynaklı oldukları için sorgulanamaz ve eleştirilemez diye nitelenen yönetimlerin, halk hareketleriyle yıkılması ve demokratik rejimlere yerlerini bırakmaları kaçınılmaz bir süreçti.

Cumhuriyet'in kurulmasıyla halk idaresi gerçekleşmiş, millet bir kişiye "tebaa" olmaktan kurtulmuş ve kendini idare edecekleri seçen vatandaş statüsüne kavuşmuştur.

Atatürk'ün inşa ettiği cumhuriyetin en önemli kazanımlarından birisi de kadının toplumda hak ettiği yeri almasıdır.

17 Şubat 1926'da kabul edilen Medeni Kanunla birlikte kadın erkek eşitliğini sağlamaya yönelik önemli bir adım atılmıştır. Bu kanunla;

•    Birden fazla kadınla evlenmeye son verilmiş ve boşanmalarda kadınlar da söz ve hak sahibi olmuşlardır.

•    Kız ve erkek çocukların mirastan alacakları paylar eşit duruma getirilmiştir.

•    Daha sonra tanınan siyasal haklarla Türk kadınları demokratik hayattaki yerlerini almaya başlamıştır.

•    3 Nisan 1930'da belediye, 26 Ekim 1933'te köy muhtar ve heyetleri, 5 Aralık 1934'te milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte her türlü eğitim ve öğretim, hatta iş hayatının kapıları kadınlara ardına kadar açılmıştır.

Yeni Türk Devleti'nde kadınlara sosyal, kültürel ve siyasî haklar birçok uygar ülkeden daha önce tanınmıştır. Fransa ve İtalya'da kadınlara 1946'da seçme ve seçilme hakkı tanınırken Türk kadını bu hakları, Atatürk devrimleri sayesinde çok daha önceden 1934'te elde etmiştir. 1935 yılında yapılan genel seçimlerde TBMM'ye 18 kadın milletvekili girmiştir. Böylece Türk kadını asırlarca ihmal edilen haklarına kavuşmuştur.

Türk kadınının, günümüzde siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatın her alanında aktif görev alabilmesi ve insanların bir kişiye tebaa olmak durumunda kalmaması Atatürk'ün gerçekleştirdiği daha birçok devrim sayesindedir.

Eski toplumsal yapıda kadına verilen değerin yanlış olduğunu ve Türk kadınının toplumda yer almasının gereğini Atatürk şu sözleriyle anlatmıştır:

"Bir toplum, bir millet; erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşur. Mümkün müdür ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim diğerini görmezlikten gelelim de kitlenin tümü ilerlemeye imkân bulabilsin? Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok, ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve ilerleme ve yenileşme sahasına birlikte kesin aşamalar yaptırmak lazımdır. Böyle olursa inkılap başarılı olur."

Son Güncelleme: 08.07.2021 16:37
Anahtar Kelimeler:
Türkiye CumhuriyetiKurucuGazi Mustafa Kemal AtatürkAtatürk
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.