Fenerbahçe Kulübü’nde düzenlenecek başkanlık seçimi öncesi açıklamalarda bulunan Başkan Ali Koç, sarı lacivertli taraftarların merak ettiği konulara yanıt verdi.

FOX TV canlı yayınında gündemi değerlendiren Koç, teknik direktör konusuna değinerek, “Hoca konusunda sürprizimiz var. Alman ve Portekiz ekolü demiştik. Taraftarlarımızdan ricamız; algılara itibar etmeyin” dedi. 3 Temmuz sürecine ilişkin de konuşan Başkan dönemin savcısı ile yaşadıkları diyaloğu anlattı.

Koç’un konuşmalarından öne çıkan kısımlar şöyle:

‘Teknik direktörümüzü pazartesi açıklayacağız’

“Teknik direktörümüzü pazartesi açıklayacağız. Sürpriz yapabiliriz. Alman ve Portekiz ekolüne baktığımızı söylüyorduk. Tercihimiz oydu. O bölge dışında olanlara da ‘Senle konuşmam’ demiyoruz. Bakıyoruz listeye, kariyerini konuşuyoruz.

Geçen seçimden önce de buradaydım en son. Yine buradayım. Bu sene çok fazla bir iletişim yapmadık, bir sürü nedeni var. Kendi TV’mizi seçmedik, tercih etmedik. Ulusal kanalları tercih ediyorum. Tüm seçimin bitimine 1 hafta kala tüm basını kullandım. Yarın da başkanımız Aziz Yıldırım’ın Çırağan’daki toplantısını canlı yayınlayacağız FB TV’de.

‘3 sene çok acı geçti’

3 sene çok acı geçti. Bu da başımıza gelir mi dediğimiz her şey oldu. Hem sportif açıdan hem saha dışında. Tüm badireleri atlattık çok şükür. 3 sene daha yetki istiyoruz. Başından da 2 dönem en az demiştim. Özellikle futbolda camianın hak ettiği başarıları, Fenerbahçeli çocukların mutlu olacağı günleri yaşatmak istiyoruz.

Bazı şeylere iş başında tecrübeleniyorsunuz. Futbolda acı şekilde tecrübeler aldık. Önümüzdeki 3 yıl aslında ilk 3 yıl ektiğimiz tohumların yeşermesi, Fenerbahçe’nin mali bağımsızlığına geri dönüşü olmayan şekilde gitmesini sağlayacağız.

‘UEFA’nın raporunu paylaştım’

Geldiğimizde kulübümüz, bizim ifadelerimizle değil, UEFA’nın yaptığı yayınlarda, hesaplarda, 2020’de paylaştığı raporunda 2018 sonu itibarıyla Fenerbahçe’yi mali olarak en riskli, en sıkıntıda olarak gösterdiği bir rapor var. Biz paylaşınca siz yanlış hesaplıyorsunuz, insanları yanıltıyorsunuz, algı çalışması yapıyorsunuz diyorlardı. UEFA’nın raporunu paylaştım, göreve geldiğimiz dönemle ilgili.

‘1 şampiyonluk alabilsek…’

Bizim gelir gelmez nefes aldırmamız gerekiyordu. Tüm ana gelirler temlikti. Biz borç almadan gemiyi yüzdürebildik. Bunu 1 şampiyonlukla taçlandırabilseydik yaptığımız işin ne kadar kıymetli olduğu anlaşılırdı. Bankalar Birliği’yle anlaşma yaptık, önceden burnumuzun 1 deliğiyle nefes alıyorsak, şimdi burnumuzun 2 deliğiyle ve ağzımızla nefes alıyoruz.

Maliyetlerimizi, Bankalar Birliği’nin istediği gibi indirmemiz lazım. Yeni gelirler yaratmamız gerekiyor. Bizim sadece faiz borcumuz, bazı Anadolu kulüplerinin bütçesi gibi. Bahis gelirlerine odaklanmamız lazım. Bahisi özendirmiyoruz, zaten oynanıyor.

‘Hemen kıymeti görülmüyor, şampiyonluklara bakılıyor’

Devletimiz doğru hamlelerle legal bahisi 60 milyar TL’ye kadar çıkardı. Yüzde 4.5 paya dönelim. Bu pastadan gelecek gelirleri, kaynaktan kesin ve borç anlaşmasına servis edin. Mali özgürlüğü için biz Fenerbahçe’ye geldik. 3 sene yol kat ettik, işler yaptık. Hemen kıymeti görülmüyor, şampiyonluklara bakılıyor.

‘Fenerbahçeliler hisselerini alır’

Bizim başarılı dernek modellerini örnek almamız lazım. Benfica ile Fenerbahçe neredeyse birebir dernek yapısında. Benim gönlüm el vermez dedim, söz konusu bile olamaz. En kötü şartlarda bile Fenerbahçeliler, Fenerbahçe hisselerini alır ve kimseye bırakmaz! Zaten çoğunluk hisselerini tüzük gereği satamazsınız.

Fenerbahçe üstünde devamlı bir algı var. Zorlu sezonu, Rıdvan Dilmen sezonu, Fenerbahçe şöyle böyle. Bir kulübün ihtiyacı için artı 2 yabancı verildi, bizim ihtiyacımız yoktu, en az biz oynattık ama o da Fenerbahçe dendi. Teşvik primi iddiaları, bir kulübün yöneticisi, oyuncusu, profesyonelleri söyledi. Birinci günden itibaren artık bunlara müdahale edeceğiz. Burada fazla centilmenlik fayda değil zarar getiriyor. Biz artık macun tüpten çıkınca müdahale edeceğiz. Biz barış ortamını denedik. Tek kulüple bu olmuyor. Bizi ısırmaya çalışırsanız, bizim yapacaklarımız misliyle olacak.

‘’Kayseri’de önünüz kesilirdi’ diyenler var’

Sivas maçı bir yıkım, büyük bir yıkım. 1 maçla şampiyonluk gelmez, gitmez ama enteresan bir sezondu. Deplasmanda başarı rekoru, iç sahada başarısızlık rekoru kırdık. 10 maç 9 galibiyet aldık, 6 maç 4 mağlubiyet aldık, garip garip seriler yaşadık. Tüm bunlara rağmen, bazılarına göre 10-12, bazılarına göre 15-16 puanımız hakem hatalarıyla gitmesine rağmen Sivas maçında o ruhsuz takımı görmek bizi kahretti. Devre arasına giriyoruz, rakibin mağlup. Kazansan şampiyonluğu garantileyeceksin. Siz onu kazansanız Kayseri’de önünüz kesilirdi diyenler de var.

‘Haklıydık, kazandık’

Birkaç gün sonra 3 Temmuz’un yıl dönümü. İlk 5 yıl bilhassa zor geçtik. Savaştık, mücadele ettik, inandık, haklıydık, kazandık! Fenerbahçe, bugün gelinen noktada bu işe sadece takım renkleri gözünden bakanların dışında çok büyük saygı aldı. Fenerbahçe aklandı.

‘TFF’ye dava açacağız’

3 Temmuz’un maddi ve manevi kulübümüze zararı oldu. Kumpas davasında yüzlerce, binlerce yıl ceza verildi. Fenerbahçe Spor Kulübü, halka açık bir kulüp olarak bunun hesabını sormak zorunda. Ağustos ayına kadar süremiz var, ağustosa kadar dava açmak zorundaydık. TFF’ye karşı dava açacağız.

Bunun hesabını sormamak, yönetimsel sorumsuzluğa, görevi kötüye kullanmaya girer. Bunun mücadelesini vereceğiz. Fenerbahçe son derece hukuksuz şekilde yargılandı. Bizim hakkımız yendi. Biz hakkımızı savunacağız. Fenerbahçe’nin hedef alınması, sahip olduğu değerler nedeniyledir. Biz sportif ve finansal olarak rakiplerimizin fersah fersah ötesindeydik. Bizim rakamsal olarak bir zararımız var, bir de rakamlarla söylenemeyecek zararlarımız var. Marka ve itibarımıza zarar verildi. Fenerbahçe bu işten çok zarar gördü.

‘Şaka yapıyor sandık’

Konunun savcısı o dönem, biz ilk gittiğimizde, Nihat Bey de vardı. Savcı Bey’le konuşurken bu konuyu, ‘Eskişehir maçında kesin şike yaptınız. Hoca, Alex’i tutmadı, kanatları boş bıraktı’ dedi. Şaka yapıyor zannettik. ‘Siz çok şanssızsınız, şampiyonluğa oynamasanız sizin üstünüze gitmeyecektik’ dedi. Garip bir ortam. Fenerbahçe bir tanesi. Bir sürü kurum bunların gazabına uğradı. Fenerbahçe dik durdu. İlk direnen Fenerbahçe’ydi. Muvaffak oldu. Fenerbahçe dışındaki çok büyük kitlelerin saygısını kazandı. Allah hiçbir kulübe, kuruma bunu göstermesin. Fenerbahçe’nin gördüğü zararlar nedeniyle helalleşilmesi lazım, bunun altını çiziyorum.

‘Teknik direktör sürprizi olabilir’

Sürpriz yapabiliriz. Alman ve Portekiz ekolüne baktığımızı söylüyorduk. Tercihimiz oydu. O bölge dışında olanlara da ‘Senle konuşmam’ demiyoruz. Bakıyoruz listeye, kariyerine konuşuyoruz. Taraftarımıza sesleniyorum, onla bunla görüştü deyip algılar yapanlar, beceremedi algısını oyuncu ve hoca bazında yapıyorlar. Bunlara itibar etmeyin.

Kızım, oğlum, hanımım bir şey demiyor artık. Oğlum ve hanımım, ‘Aynen devam’ diyorlar ama kızım ‘Yapmasan daha iyi’ diyor. 3 Temmuz için özel olarak bir bayrak hazırladık. Bayrak üzerinde tarihler yer alıyor. Fenerium’da satılmayacak. Bu bayrağı kongreye gelen herkese dağıtacağız. 3 Temmuz günü herkes bunu balkonlarına assın. Biz herkesle 3 Temmuz sonrası mücadele etmeye başlayacağız."