Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın da katılımıyla ATO Congresium'da gerçekleştirilen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı'nın açılış töreninde konuştu.
Geçmişten bu yana sanayi devrimlerinde ortak amacın verimlilikte yaşanan artışlar olduğuna işaret eden Varank, verimlilik vurgusunun 4. sanayi devriminde daha belirgin olduğuna dikkati çekti.
Varank, küresel ticaretin artması ve ülkelerarası ekonomik rekabetin, kaynakların, iş gücünün ve zamanın verimli kullanılmasını zorunlu hale getirdiğine işaret ederek, "Verimlilik, ülkelerin ve firmaların rekabet gücünü temelden etkilemenin yanında sürdürülebilir büyüme için de olmazsa olmaz bir gerçek. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla dünyada çok daha hızlı dijitalleşmenin olduğunu varsaydığımızda artık verimliliği maksimize etmenin yolu fuarımızın da teması olan 'ileri teknolojiler'den geçiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Kovid-19'un sosyal ve ekonomik sonuçlarına değinen Varank, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin sürece en iyi adapte olan ülkelerden biri olduğunu dile getirdi.
'Tüm imkanlarımızı seferber ettik'
Varank, bu süreçte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği sonuç odaklı hareket etme anlayışıyla, hızlı ve yerinde kararlar aldıklarını vurgulayarak, Türkiye’nin yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 büyüyerek, G-20 ülkeleri arasında en çok büyüyen ülkelerden biri olduğunu anımsattı.
İmalat sanayisinin büyümeye yaptığı katkıya dikkati çeken Varank, şöyle devam etti:
"İlk çeyrekte yüzde 12,2 büyüyen imalat sanayimiz gayri safi yurtiçi hasıladaki artışa en çok katkı veren sektör oldu. Bu sayede sanayi sektörümüzde ilk çeyrekte bir önceki çeyreğe göre 338 bin kayıtlı istihdam artışı yaşandı. İşte önemli olan, bu büyüme performansını daha sağlıklı, kalıcı ve sürdürülebilir hale getirmek. Bunun yolu da verimlilik ve ileri teknolojiye yatırım yapmaktan geçiyor. Bu alanlarda rekabetçi ülkelerden biri olmak için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Bunu sağlarken de inovatif bir şekilde hareket etmeye özen gösteriyoruz."
Varank, inovasyonu sadece kalıpların dışında düşünmek olarak algılamadıklarını belirterek, "Kalıpların dışında düşünmenin yanı sıra varsa eksikliklerin çözümünü de dışarıda değil içimizde bulmak için gayret gösteriyoruz. Kendi teknolojisini geliştiren, üreten ve ihraç edebilen bir Türkiye olmak, bunu da kendi kaynaklarımızla, kendi mühendislerimizle başarmak durumundayız" diye konuştu.
'Yeni çağrılara çıkacağız'
Bakanlığın destek ve teşvik mekanizmalarını bu başlıklarla uyumlu olacak ve en verimli çalışacak şekilde yeniden tasarladıklarına işaret eden Varank, KOBİ’leri teknoloji üretmeye teşvik ettiklerini ve bunları kullanan KOBİ’lerin sayısını artırmaya yönelik destekler verdiklerini belirtti.
Varank, sadece 2020'de dijital dönüşüm odaklı 396 projeye 158 milyon lira katkıda bulunduklarına dikkati çekerek, KOSGEB'in KOBİ-GEL’in son proje çağrısını dijitalleşme alanında açtıklarını, bu kapsamda desteklenmeye hak kazanan işletmeleri temmuz ayı içinde ilan edeceklerini bildirdi.
İşletmelerin üretim kapasitelerinin güçlenmesi, daha verimli ve rekabetçi hale gelmesi amacıyla 'Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Desteği Programını' yürüttüklerini anlatan Varank, şöyle konuştu:
"KOSGEB vasıtasıyla, teknoloji seviyesini ve yerli üretimi önceleyen destek programlarında sadece son 2 yılda, yaklaşık 10 bin KOBİ için 889 milyon liralık kaynak oluşturduk. Yine bu dönemde uygulamaya başladığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı çerçevesinde ileri teknolojilerin ve cari açık verdiğimiz ürünlerin yerli imkan ve kabiliyetlerle üretilmesine destek veriyoruz. 2021’de ilk çağrıyı "mobilite" sektörüne yönelik açtık. Yoğun ilgi sebebiyle çağrı başvuru tarihini 22 Haziran’a uzattık. 2021’de ayrıca ‘Üretimde Yapısal Dönüşüm’, ‘Sağlık ve Kimya Ürünleri’ ile ‘Dijital Dönüşüm’ çağrılara çıkacağız. Verimliği her alanda artıracak, ileri teknoloji üretimini yükseltecek destekleri vermeye devam edeceğiz."
'İleri teknolojilerde lider ülke olmak için vites yükselttik'
Varank, sanayi ve teknoloji ekosistemini bu dönüşüm sürecinde desteklerken, ileri teknolojilerde lider ülke olmak için de her alanda vites yükseltmiş durumda olduklarını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bundan 10 yıl önce 'bin bir dereden su getirerek' İHA ithal etmeye çalışıyor, sonrasında bunların tamiri ve bakımı için adeta birilerinin keyfini bekliyorduk. Hamdolsun, bugün Türk mühendislerinin geliştirdiği Türk SİHA’ları Avrupa semalarında uçmak için gün sayıyor. Daha önce diğer ülkelerin teknoloji alanındaki çalışmalarını, adeta film izlermiş gibi gıptayla izleyen bir ülkeydik. Ama bugün Ay misyonu planlayan, uzay alanında araştırma yapabilen, üretim yapabilen bir Türkiye var. Türkiye’nin Otomobili projesi, makus talihini yenen Türkiye’nin bir başarı hikayesi olacak.”